Dom za vešanje,1988 / Dış’ta bırakılan her grup için /

“…Ruhumu zaptedip dans eden bir ayıya çeviriyorlar. Kanatlarımı koparmak istiyorlar, kanatları olmayan bir ruh nedir ki?”

(Dom za vešanje,1988)

Çingeneler Zamanı bir süredir izlemek istediğim bir filmdi. Filmde kendimi aramak istersem bulacağım yer duygu yoğunluğuyla nesneleri hareket ettirebiliyor olması olurdu.(Bir süper gücüm olsa  duygularla ilgili olurdu)

“Bir tv aldım bütün uzaklar yakın olsun” diyen Perhan filmde uzakları (belki hiç olmayanı) yakın etmeye (var etmeye) çalışıyor.Perhan’ın hindiyle kurduğu bağ beni kesinlikle bu bir metafordur diye düşündürdü.Hindinin tarihte tam olarak nereden geldiği bilinmemektedir.Filmin bir yerinde Perhan “benim babam kimdi?”diye soruyor yani nereden geldiğini bilmiyor ve doğduğunda onu terk eden babasını sindirmeye çalışırken yine onu terk edecek başka şeyler buluyor.

Film İtalya ve Roma’ya  kadar uzasa da gittikleri her şehirde yalnızlığın verdiği bir kasvet var.Küçükken bizim evin yakınlarında da vardılar ancak hiç gidip iletişim kurmaya çalışmamıştım.Aslında onları gözlemlemeyi çok seviyordum,bazen yakından gözlemleyebilmek için oldukları yolu kullanırdım.Bu bana tanımak için hiç çaba göstermediğimiz toplumun dışlanan her bir grubunu anımsattı.

Nihan Kaya Katherine Mansfield’in Bebek Evi öyküsünü anlatırken bu konuya değinmiş:

“Toplum aşağı ve kötü parçalarından o grup sayesinde kurtulur. Toplumun zihninde eskiden sahip olunan bu parçalar verildiği an eski(kötü) olurlar ve toplum arı kalır. “

Grubun dışta bıraktığı aslında kendinde sevmediği özellikleridir ve bunu başkasına yükleyince gerçek bir düşman edinmiş olur.(Bu kendine düşman olmaktan daha kolaydır.)

Yaygınlaşan sosyal medya linçlerinde, ülkelerin iç-dış sorunlarında, lgbt bireylere yönelik davranışlarda,hayvan haklarında,kadın-çocuk haklarında,meslekler arasındaki çatışmalarda bunu gözlemleyebiliriz.

Kendinde sevmediğin ve bir düşman yaratacak kadar büyüyen o içsel zayıflığın ne?

Keskinliklerimizle yüzleşip her insanın tanınmaya değer olduğunu kavrayabilirsek daha az acı veren insanlar olabiliriz.

Herhangi bir sebepten grubun dışarda bırakılan bir parçasını temsil ediyor gibi hissederseniz umarım bu cümleleri bir gün okuyacaksanızdır.

Nihan Kaya/Fildişi Kuyu. (2020). İthaki yayınları, ikinci baskı.

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.